Afrika'nın yerel medreselerinde, talebelerin defterleri de kitapları da aynı tahta parçası.
Löh; levh, levha anlamına geliyor. Arapçada lam, vav ve ha harflerinden oluştuğu için hızlıca löh diye okunuyor. Talebelerin en kıymetli varlığı olan bu löhler talebenin bütün mesaisini üzerinde geçirdiği bir tahta parçası aslında.
Bu medreselerde, talebenin günü ikiye ayrılıyor. Bir önceki günden yazılmış ve işlenmiş olan löhler günün ilk yarısında kitap vazifesi görüyor. Talebe, öğlene kadar, dünden hazır olan löhleri ezberlemeye çalışıyor. Öğlene kadar kitap vazifesi gören löhler öğlenden sonra, üzerindeki her şeyin silinmesi için, yıkanıyor. Yıkanıp, kurutulan löhler, kitap vazifesini bitiriyor ve defter görevini üstleniyor.
Üzerinde hiç yazı kalmayana kadar yıkanan ve kurutulan löhler, yarının dersinin yazılması için bir defter oluyor. Yıkanan löhlerin kurumasıyla, talebe günün ikinci kısmına geçmiş oluyor. Artık, yarın ki ders için hazırlık yapmaya başlayabilir. Yarın ki ders bazen bir Mushaf’tan, bazen de daha önce o dersi geçmiş birinden, löhlere işleniyor. Akşama kadar ki vazifesi bu talebe akşam, kendi kitabını kendi oluşturmuş bir şekilde, yatıyor.
Tabi bu şekilde, yazılan bir kitabın sahih olması ne kadar mümkünse.
“Sizin en hayırlılarınız, Kur’an’ı öğrenen ve öğretenlerinizdir.” Siz de bir Kuran hediyesi ile bir Müslüman kardeşimizin Kuran okuması ya da öğrenmesine derneğimiz aracılı ile vesile olabilirsiniz.